Kazanılan ödüller hiç şüphesiz ki kendinizi başarılı hissetmenize neden olur. Peki, bu durum size artı değer katacakken sizi eksiye götürebilir mi? Pazarlama ve Marka Yönetim Danışmanı Didem Moralıoğlu, perakende sektöründe marka olabilmek için fikirler üretiyor, marka algısını yeniden yaratıyor. Moralıoğlu, bu hafta ödül kazanmanın ve bunu da gerçekten olumlu kullanmanın yollarını bizim için anlattı.
Kurumlara, markalara ve kişilere verilen ödül sayısı özellikle son dönemde oldukça artmış durumda. Bu artış ödüllerde bir itibar kaybına ve hatta ödül ekonomisi pazarına sebep oluyor olabilir mi?
Ödüllendirilme veya daha geniş bir tanımla takdir edilme; tüm çalışanları mutlu ettiği gibi, hem şirket içi motivasyonu hem de performansı önemli ölçüde arttıran bir unsurdur. Şirketlerin kendilerini müşterilerine ispat etme veya potansiyel müşterilere ben de buradayım deme fırsatı yakaladıkları bu ödüller, şirketlerin pazarlama ve halkla ilişkiler faaliyetleriyle de yakından ilgilidir.
İnsanların ve kurumların en önemli varlıkları itibarlarıdır. Kurumlar itibar kazandıkça marka değerleri ve karlılığı artar. Bunun için de aklı başında bir markanın marka değerini ve kârlılığını sürdürülebilir kılması en önemli itibar yatırımıdır. Yıllarca emek verdiğiniz imajınız çeşitli ödüllerle perçinlenirken, en ufak bir hatayla yerle bir de olabilir. Burada önemli olan, kurum itibarının doğru iletişim bileşenleri ile örtüşüyor olması ve kurumun da bu bileşenleri doğru iletişim stratejisiyle kullanıyor olması gerekir. Kurumlar, ancak bu denge korunursa itibar kaybını daha az yaşar.
Peki, bu artan sayıdaki ödüllere başvururken şirketlerin hangi kriterleri değerlendirmeleri gerektiğini biliyor muyuz? Bir kurumun bir konuda ödül başvurusunda bulunabilmesi için o kurumun, konuyla ilgili alanda öncü rolü üstlenmesi, konu hakkındaki stratejisini doğru şekilde kurgulaması ve bunu ispat etmesi gerekir. Ödül almak şirketlerin görünürlüğünü önemli ölçüde artırmakla birlikte tüketici tarafında da daha fazla ilgi uyandırır. Bunun içinde hikâyesini doğru şekilde tüketicisiyle buluşturması en önemli değerlendirme kriterleri arasında gelmektedir.
Özellikle ödeme karşılığı kazanılan ödüller markanın itibarını her zaman olumsuz etkiler. “Ödül ekonomisi” diye bir pazarın oluşmasına da neden olur.
Belirli paralar ödenerek kazanılan ödüller marka değerine en ağır darbeyi indirir. Bu aynı zamanda markanın müşterisini kandırmasından başka bir şey değil. Günümüzde artık tüketicinin algıları çok açık ve her şeyden haberdar. Hal böyle olunca kazanılan ödüllerin niteliği ve hak edilip edilmemesiyle de ilgili fısıltı pazarlaması devreye hemen girmekte.
Kazanılan ödüllerin iletişimini yaparken de şirketlerin dikkat etmesi gereken kurallar vardır. Burada dikkat edilmesi gereken, reklamın amacı markaların pazarlama hedeflerine ulaşmasını sağlamak ve buna destek olmak olduğunu her fırsatta hatırlamaktır. Kazanılan ödüllerin iletişimini yaparken özellikle reklam kokan bir iletişim yerine bilgilendirme amaçlı ve çok fazla reklam kokmaması gerekir. Yoksa tüketici bunun reklam amaçlı yapıldığı anlar ve markadan birle vazgeçebilir.