Düştüğü çukurda karşılaştığı bembeyaz bir tavşanın peşine takılıp kendine has kuralları olan bir diyarda gerçeküstü bir macera yaşayan küçük, meraklı ve cesur bir kız çocuğunun öyküsünü anlatıyordu Alice Harikalar Diyarında ve bu hikayeyi okuduğum andan itibaren, dünyaya farklı bir gözle bakmaya başlamıştım. Yıllar içinde bu masalı bildiğimi unutmuş olsam da, markaların hedeflerini belirleme çalışmalarını düşündüğümde, Alice ve tavşan arasında geçen konuşmaları hatırlamadan geçemiyorum.
Tüketicinin satın alma tercihleri ve markaların yönlendirmeleri arasında, Alice ile tavşan arasında geçene benzeyen bir diyalog var ve tüketiciyi müşteriye çevirmeyi başaran markalar, hedef kitlelerine harikalar diyarını vadediyor olmalı. Uzun zamandır bir “deneyim” olarak ele alınması gerektiğinden bahsettiğimiz satın alma süreci, doğru notalar üzerinden, her adımı hesaplanarak tasarlanması gereken bir yolculuk. Markaların yapması gereken, ikna güçlerini sonuna kadar kullanmak ve tüketicileri bu yolculuğa çıkmaya davet etmek. Yolculuğun başından sonuna tüketiciye yol göstermek, gerekli noktalarda dinlemesine, karar verecek kadar süreyi kendine tanımasına izin vermek ve nihayetinde marka olarak vermek istediği mesajı almasını sağlamak markaların görevi. Yol gösterme işini bir dayatma olarak değil, iletişim biliminin modern dünyaya bahşettiği yöntemler kullanarak bilinçli bir tercihe yönlendirme olarak yapılması, buradaki en önemli noktalardan biri. Seçenekler arasında doğru tercihte bulunduğu fikrinin, tüketicinin zihninde soru işareti olmadan yer etmesini sağlamak, işin ustalık isteyen kısmı.
Pazarlama ve markalama planlarında iletişimi yeterince önemsemeyen markaların yaşadığı en büyük sorunlardan biri, aldıkları üst düzey danışmanlık hizmetine rağmen planları hayata geçirememek oluyor. Oysa iletişimin her iki planda da kritik bir noktada durduğunu kavramak ve tüketiciyle karşılaştığınız ilk anda onu doğru kelimelerle yönlendirmek hayati bir önem taşıyor. Markanın mesajını hedef kitlesine doğru aktarabilen ve tüketicisini marka yolculuğuna ikna etmeyi başarabilen bir iletişimci, pek çok şirketin ihtiyaç duyduğu bir danışman olabilir.