“Yaratıcılık bir lüks değil, hayatta kalabilmek için geliştirilmesi gereken bir yetenektir.”
Marka olmanın veya marka yaratmanın her gün biraz daha zorlaştığı günümüzde, ne yaparsak yapalım birilerinin bir yerlerde daha iyisini ve daha ucuzunu yaptığı anlayışı artık hepimizde hakim olmaya başladı. Eğer başka insanlar yapmasa, bunu bilgisayarlar yapıyor.
Hayatta kalabilmek için yaratıcı olmak şart. Kimileri yaratıcılığı bir lüks gibi görse de, aslında bir lüks değil. Yaratıcılık, hayatta kalabilmek için herkesin farklı oranda geliştirmesi gereken önemli bir yetenek. Bu yeteneğin hakkını verebilmek ciddi bir çalışma gerektiriyor. Rekabette farklılaşmanın, rekabet üstü bir konuma oturmanın tek yolu işin “sihirli” sanat yönüne veya yaratıcılığa ağırlık vermekten geçiyor.
İmkanlarınız kısıtlı olabilir ama şunu unutmamak gerekiyor; yaratıcılık yeteneğini geliştirmiş olan kişi veya markalar ellerindeki sınırlı imkanlarla bile sonsuz stratejiler oluşturup bunlarla markalarını inşa edebilir veya o markayla uzun yıllar piyasada kalabilir. Farklı kombinasyonlarla yeni, yararlı ve uygulanabilir değerler elde etme becerisinin tanımı “yaratıcı” olmaktır. Markanızı inşa etmeden önce hadi biraz düşünelim: Notaların sayıca kısıtlıyken, melodiler dinlemekle bitmez. Aynı şey ana renkler ve tatlar için de geçerli ama resim ve yemek sanatlarında sınırsız bir sunumla karşı karşıya kalıyoruz.
Sonuç olarak yepyeni bir marka yaratmak veya mevcut markanızı/ürününüzü geliştirmek için elinizde sonsuz strateji olabilir. Tek yapmanız gereken yaratıcı olmak. Özellikle günümüzde pazar ve tüketicideki değişim o kadar hızlı ki, pazarda tutunabilmenin ve büyüyebilmenin en akla yatkın yolu bu. Bir markada yaratıcılığı ve yenilikçiliği ne kadar sürekli hale getirebilirsek, tüketicinin yeni fikirleri, ürün ve hizmetleri kabullenerek o markaya veya ürüne olan yakınlığını o kadar artırabiliriz. Pazarda yer edinmek ya da lider pozisyonumuzu devam ettirebilmek için farklılaşmalıyız. Farklılaşmanın anahtarıysa yaratıcı düşünce.
Rekabette farklılaşmanın tek çıkış yolu bu. Sektörde nasıl rekabet edebilirsiniz? Markanızı veya ürününüzü farklılaştırarak yaratıcı olabilirsiniz. Farklılaşma, müşterilerin ürün veya marka hakkındaki ufkunu ve hayal gücünü daha da genişletir. Farklılaşmak yaratıcılık ister. Siz markanız veya ürününüz için ne kadar yaratıcı olursanız, sektörde o kadar farklılaşmış olursunuz.
Hayal etmek yaratıcılığın başlangıcıdır. Bence 21. yüzyıl müşteri modası “yaratıcı” olmaktan geçiyor. Sektörde markanız, ürününüz ve vereceğiniz mesaj ne kadar yaratıcı olursa, markanız için ne kadar hayal kurarsanız müşteri için modayı o kadar yakından takip ediyor ve müşteriye dokunuyor olursunuz. Müşteri odaklı bir iletişim için markanız ve ürününüzle ilgili yenilikçi ve yaratıcı olmaktan asla korkmayın. Unutmayın ki müşterileriniz için ne kadar çok yaratıcı yenilikler sunarsanız, müşteriniz bu yaratıcılığı ve farklılığı muhakkak anlar, merak eder ve deneyimlemek ister.
Müşteri gözünde tüm bu yaratıcı yenilikleri tekrardan yaşama isteği uyandırmak önemli. Bu da sahip olduğunuz markaya veya ürüne müşteri açısından uzun vadede sadakat sağlar.
Bir marka yaratmak için veya mevcut markanızı geliştirmek için her zaman için pazarlamaya ihtiyacınız var. Pazarlama tamamen yaratıcılık işidir.
Bir şirkette veya oluşturduğunuz markada yaratıcılık yoksa; aynı ürünü, aynı şartlarda ve aynı müşteriye sunmaya devam edersiniz. Bu da hem marka için hem de müşteri için bir kısır döngü halini alır. Bu kısır döngüden kurtulmak adına müşterinize farklı bir şeyler sunmak için fiyat indirimi yapmaya başlarsınız. Müşterileriniz fiyat indirimine de çabuk alışır ve bu indirimi sizden sürekli bekler durumuna gelir.
Piyasadan silinip gitmek istemiyorsanız, farklılaşmanın yollarını arayın, özellikle de yaratıcıktan geçenleri.